Kendine Dayanıyor İnsan

KENDİNE DAYANIYOR İNSAN
Mart ayında kültür sanat camiası, salgın sebebiyle en canlı olduğu dönemde ara verme durumunda kalmıştı etkinliklere. Uzun bir süre oldu. Yeni normale alıştık. Virüsle artık nasıl mücadele edileceğini de öğrendik.  Ekim ayı ile birlikte kültür sanat faaliyetleri hareketlenmeye başladı.
Sahneler perdelerini açtı. Orkestralar sazları kılıflarından çıkardı. Provalar başladı. Solistler hazır. Matbaalar yeni kitapları ciltlemeye başladı. Yazarlar, şairler, imza günlerine hazırlanıyorlar. Bu satırları yazmak bile çok büyük bir mutluluk. Bir kara delikten çıkmış gibiyiz.
Son günlerde kuryeler kitap için de zili çalmaya başladılar. Yayınevleri ve pek kıymetli yazar dostlarımız göz nuru kitaplarını imzalayarak gönderiyorlar. Ketebe yayınlarına çok ama çok teşekkür ediyorum. Birbirinden değerli kitaplar gönderdiler. Kıymetli araştırmacı yazar Mahmut Haldun Sönmezer abim ‘İstanbul Yahudileri’ kitabını, saygıdeğer Durali Yılmaz ‘Fetva Yokuşu’ kitabını, genç şairlerimizden kadim dostum Abdullah Yalın Karadağ’da ‘Sensizler Tekkesi’ şiir kitabını imzalı olarak eve kadar ulaştırdılar. Çıra, Hayat ve Mihrabat yayınlarına da hassaten teşekkür ediyorum.
Sevgili gazeteci ve basın danışmanı arkadaşımız Gülden Kılıç ‘Kendine Dayanıyor İnsan’ isimli kitapla okuyucusunun karşısına çıktı.
Bir Hayat Yolculuğu
Hayata bir yol, yaşananlara da bir yolculuk olarak bakmak. Gülden Kılıç’ın kaleminden çıkan “Kendine Dayanıyor İnsan” adlı kitap, insanın varoluş serüvenine eşlik eden sancılı hallerin hikâyelerini bizlere aktarıyor.
Gülden Kılıç’ın “Kendine Dayanıyor İnsan” adlı öykü kitabı Postiga Yayınevi tarafından okuyucunun beğenisine sunuldu. Kitapta, “İnsan bir çelişkiler yumağıdır” diyor yazar ve bir yerde öykülerinde insanı ve hayatı anlamanın yollarını arıyor. Hayatın gerçeklerinden, duygulardan, yaşananlardan yola çıksa da yazarın, diğer taraftan bir arayış içinde olduğunu ve her an bir anlamlandırma çabasına giriştiğini hissediyoruz. “Koca bir hiç uğruna hayatımı tükettim. Oysa herkes gibi ben de bir şey olabilirdim” diyerek kahramanların sadece yaşamadıklarını aksine yaşadıklarını sorguladıklarını görüyoruz.
Kitapta her hikâye bir yolculuğu andırıyor ve yollar hep insana, insanın duygularına çıkıyor. “Kalbe düşen uzakların büyüsüne kapılmayan insan yok gibidir” diyor yazar. Hayatı da acısıyla tatlısıyla bir yolculuk olduğunu hissettiriyor hikâyelerinde.  Bu yolculuk bazen insanın kendisine, bazen de fiziki bir yolculuğa işaret ediyor. “Bilincin boşlukları ile deniz dalgalarının birleştiği bir yerde insan ancak sakinleşebiliyor. Bu yüzden buradayım.”
Hikâyeler, yalnızlık hissinin adeta odağında dolaşıyor. Buna bir de somut yalnızlığı yani ailesizlik, toplumsal dışlanma, çaresizlik gibi yalnız bırakılmalar da eklenince insanoğlu için buhranlar kaçınılmaz oluyor. Yazar işte bu buhranları anlatmaya çalışıyor. “Ve benimkisi çaresizlikten gelen yalnızlıktı”, “Bence akşam yalnızlar için vardır” diyor.
Kitap insanın temel acılarına odaklanıyor, olayları, duyguları bireysel olmaktan çıkarıp tüm insanlığa mal ediyor.
“Hepimiz ve yaşadıklarımız farklı olsa da insan olmanın çıkmazları ve acısı birdi.”
Kitap, kadının ve özellikle çocuğun dünyasına ayna tutuyor. “Mumdan Kadın Heykeli” “Kadın Tesellisi”, “Sadece Yüzü Olan Kadın”, “Bir Sevgi Kıskançlığı” hikâyeleri bu bağlamda değerlendirilebilir. Hikâyelerden kadın ve çocuk olma noktasında toplumu empati kurmaya davet ediyor. Kadının, erkeğin, çocuğun “İnsan” çatısı altında birleşmesi gerektiğine inanıyor ve sorunların da ancak böyle çözülebileceğini hissettiriyor.
“Buralar Sensiz Gibi”, “İşte Aşk Buydu” gibi hikâyelerle, aşkın sonsuzluğunu ve ulaşılmazlığını anlatıyor bizlere.
Yazar toplumun görmek ve anlamak istemediği sorunlara karşı açılımlar yapıyor. Örneğin, “Yaşamın Kıyısında”, “Köprüdeki Son Bakış”, “Başka Evlerde”, “Yüzleşme” gibi hikâyelerdeki kahramanlar, topluma mesaj veriyor, “Beni görmezden gelme” şeklinde.
Bireysel ve toplumsal sorunları birbirinden ayırt etmediğini görüyoruz yazarın. Her bireysel sorunu, bir yerde topluma dokundurmayı başarıyor.
Kitapta dikkat çeken diğer bir nokta da fedakârlık. Günümüzde kimi insanlarda çok, kimi insanlar da ise az olan bir duygu. Yazar, özellikle kadınların fedakârlığını çok güzel işliyor. Evlat-ebeveyn ilişkilerinde bunu derinden hissediyoruz. Herkesin kendinden, yüreğinin derinliklerinde bir şeyler bulabileceği hayatlar, hikâyeler…
Kısacası, kendilerine özgü dünyalarında ve kavrulmuş hayatlarında zamanı yitiren, sessizce ilerleyen karakterler.
TRT Ortak Yapımı “Gölgeler İçinde” Moskova’dan Ödülle Dönüyor
Dünyanın en prestijli film festivallerinden olan Moskova Film Festivali, 1-8 Ekim 2020 tarihleri arasında yapıldı.
Bu yıl 42’ncisi gerçekleştirilen festivalinin ana bölümünde yarışan Erdem Tepegöz’ün yönettiği TRT Ortak Yapımı “Gölgeler İçinde” filmi, festivalin ikinci büyük ödülü olan ”Jüri Özel Ödülü”nü kazandı.
Türkiye prömiyerini Moskova’dan bir gün sonra 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Yarışma bölümünde yapan filmin başrolünü; Homeland, Prison Break, Aladdin gibi uluslararası projelerde rol alan Numan Acar üstleniyor. Filmin yarıştığı Ulusal Yarışma bölümünün ödülleri ise 10 Ekim Cumartesi akşamı sahiplerine verildi. Rusya’da sinema yazarları listesinde 5 üzerinden 4.11’lik yıldız alan ve Moskova’dan ödülle dönen filmin ekibi aynı anda iki festivalin heyecanını birlikte yaşıyor.
TRT’nin ortak yapımcılığını üstlendiği film, zamansız ve mekansız bir hikâyeyi anlatıyor. İşine sadık bir maden işçisi, ilkel bir teknoloji ile yönetilen fabrika bölgesinde çalışmaktadır. Çalıştığı yapı hakkında şüphe duymaya başlar. İçinde yaşadığı sistemi sorguladıkça, bu yapının bilmediği derinliklerini öğrenir.
Zeytinburnu Kültür Sanat Sezonu ‘Şifa’ İle Açtı
Pandemi nedeniyle faaliyetlerine ara veren Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi 2020 – 2021 Kültür Sanat Sezonu’na Ekim ayı itibariyle yeniden başlattı. Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi’nde salonların kapasitesinin yarıya indirildiği, bina içinde maske, mesafe, temizlik kuralları ve HES kodu ile katılım aksatılmadan uygulanacak.
Sezonun ilk etkinliği olarak Hattat Ahmet Bursalı’nın Şifa isimli sergisi sanatseverlerle buluştu. Mehmet Çebi koleksiyonundan faydalanarak hazırlanan sergide, Bursalı’nın şifa âyetleri icraları sergileniyor. Sanatseverlerin Hüsn-i hat sanatına getirdiği yeni ve özgün yorumlarıyla tanıdığı Bursalı’nın eserleri, 9 Ekim – 22 Kasım tarihleri arasında Zeytinburnu Kültür Sanat’ta görülebilecek.
Esenler’de Yunus Emre Kültür Sanat Sezonu Başladı
Esenler Belediyesi’nin 2020-2021 yılı “Yunus Emre Kültür Sanat Sezonu” açılışını Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz yaptı. Gecede usta sanatçı Mazhar Alanson konser verdi.
Ahmet Dur

Ahmet Dur

Bu alana biyografinizi ekleyebilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir