Her zaman şakıyanlar şimdi sus pus

Cumhuriyet’in 100. yılı için hazırlanan Atatürk dizisinin Disney’de yayınlanmasının iptal edilmesi şok etti. Bu durum şaşkınlık oluştururken bir kesimi de derin bir sessizliğe büründürdü.

Her zaman şakıyanlar şimdi sus pus

Cumhuriyet’in 100. yılı için hazırlanan Atatürk dizisinin Disney’de yayınlanmasının iptal edilmesi şok etti. Bu durum şaşkınlık oluştururken bir kesimi de derin bir sessizliğe büründürdü.

Zorlandıkları her fırsatta üzerine gelen oklardan kurtulmak için ‘Ben Atatürkçüyüm’ diyenler nedense bu karar karşısında sus pus oluverdiler.

Ülkemizde olur olmaz her konuya balıklama atlayanlar, bülbül gibi şakıyanlar bir anda dilsiz kesiliverdiler.  Disney kanalının bu kararı Ermeni lobisinin etkisiyle aldığını herkes biliyor. Kendilerini bağımsız ilan eden bu gibi platformların aslında hiç de bağımsız olmadıkları ortaya çıktı. Diğer taraftan da ödül törenlerinde konuşup ülkemizi küçük düşürmeye çalışanların da maskeleri düşüverdi.

Bu sanatçıların oraya nasıl çıktıkları, nasıl ödül aldıkları belli oldu. Herşey bir anda aşikar oluverdi.

Disney’in Türkiye’ye giriş yaptığında kimlerin reklem yüzü olduğunu çoğumuz hatırlar.  Bu kişiler hala sessiz. Hemen her toplumsal meselede kanaatini belirten sanatçılarımız da bir yorum göremedik. Sosyal Medya fenomeni olanlar nerede kaldılar.

Disney, dünyada 160 milyondan fazla abonesi ve çoklu kullanım yoluyla 500 milyondan hitap etmesi mümkünken sadece Türk izleyicileri kapsayacak şekilde yine kendilerine ait olan Fox Tv’de yayınladı ama bu da durum kurtarmaya yetmedi.

Burada iki şey öne çıkmış oldu. Biri lobinin gücü. Dünyada çok güçlü bir Türk lobisinin bulunması gerekli. Bu lobi sanatta, sporda, siyasette, ekonomide da kendini hissettirmeli.

İkincisi kendi değerlerimizin filimini kendimiz çekmemiz lazım. Kitabını yine kendimiz yazmamız lazım. Tiyatro da bile çoğunlukla çevirilerle gidiyoruz. Filmi başkaları yaparsa, kitabı başkaları yazarsa hem yanlış anlatılır hem de böyle durumlarla karşı karşıya kalırız.

 Sabırsız Dua

Hepimizin duaları sabırsızdır aslında. Hemen olsun isteriz. Hemen gelsin. Duamız bitmeden neredeyse isteklerimizin olmasını bekleriz. İnsanoğlunun yaratılışında var bu durum.

Sabırsız Dua kitabı oğlum Muhammed Fatih’e ait. Lise yıllarından beri yazdığını biliyordum ama kitap olacak kadar şiirlerinin sayısının çoğaldığını bilmiyordum açıkçası. Kitabın çıkma aşamalarında şiirleri okudum hem gururlandım hem duygulandım. Yıllardır Edebiyat ve kültür Sanat Camiasının içindeyim. Onun için şiirlere de şair dostlarıma da yakınım. Şiirleri okuyunca karşımda oğlumu değil de usta bir şairi görür gibi oldum. Şair dostlarım ve büyüklerime değerlendirmeleri için şiirleri gönderdiğimde değerlendirmeler aşağıdaki gibi geldi:

Sevgili Fatih sabır durmasını bilmektir. Durmayı adet haline getirmek değil. Sürekli durmak durağanlığı doğurur. Durulacak yerde durmak ise bir disiplini, Şairin sabırsızlığı şiire çıkıyorsa bu onun zindeliğine sebeptir. Şayet bu sabırsız lik bir boşluğa açılıyorsa bu aceleciliğin kimseye sunacağı bir şey yok demektir. Sabrın sonu şiir ise sabırsızlığın da başı şiirdir. Şiirsel Mukavemet temenni ediyorum”

Hüseyin Akın

“Sabırsız Dua” bir ilk kitaba göre yer yer dikkat çekecek dizelere sahip”Bakmam sana, gözlerim değişir”. “Hangi kuş getirmez sesini?” gibi dizeler buna örnek olarak verilebilirAra ara anlatının öne çıktığı ve daha çok ben dilinin hâkim olduğu şiirler biraz daha işçilikle gelecek vadediyor. Sosyal konu- lar da elbette şiirlerde alıyor yeriniŞairin, toplumuna yabancı kalması söz konusu olamaz kuşkusuzÖyle de olmuşUzun bir yola çıkılmaya niyet edilmişYolu açık olsun.

Sıddık Ertaş

 

Yola çıkmış genç bir şairle karşı karşıyayız”Belki de” şiiri ile başlayıp “Yanlış Soruya Cevap şiiriyle biten “Sabırsız Dua” daki şiirlerin damla damla içinize doğru aktığını, içinizde bir yerleri yaktığını anlıyorsunuz: “Yanıyor ciğerim, yanımda canım” dizesi bunu ispatlar gibi gelip yanı başınızda bitiveriyor. Muhammed AlilerinCahit Zarifoğluların, Putinlerin, Gülse Birsellerin, Beyazların sokaklarında gezinip durduğu bu şiirleri okuyup bitirdiğinizde şunu söyleyeceğinize eminim: Kes(me) sesini Fatih, konuşmaya devam…

Adem Turan

 

Yaşanmışlıklar. Bazen bir fotoğraf karesinde.. Bazen de bir dizede. Muhammed Fatih Dur şiirinin izleği bunlara işaret ediyor. Yolu açık, ömrü bereketli, şiiri hayatı kadar coşkulu olsun diyorum.

İrfan Çalışan

 

Muhammed Fatih Dur yanımızda büyüdü Eskader’in ve birçok kültür sanat kuruluşunun sohbetlerine, etkinliklerine katıldı. Fotoğraflar çekti, notlar düştü. Edepli duruşuyla, gayretiyle, munis tavırlarıyla hep dikkatimizi çekerdiMeğer dipten akan nehirler gibi iç kıpırtılarını ve şiirimsi salınışlarını hep gizlermiş. Duygulu, cezbeli ve hasretli bir deruni dünyası varmış. Şiirlerini okudukça onu daha çok sevdim; üslubunu, duygusunu ve anlam dünyasının zenginliğini gördüm. Dallarını tatlı esintilere salmış yanı başımızdaki ağaca şiir kuşlarının inip kalkmasını şimdi umutla ve mutlulukla izliyorum. Muhammed Fatih Dur kardeşim, Sanat ve edebiyat yolculuğuna hoş geldin.

Şerif Aydemir

 

Çağımızın dünyevileştiği, gençlerin maddi haz peşinde koştuğu bir dönemde Muhammed Fatih Dur kardeşimiz şiirin yollarına düşmüş ve ne güzel duygular derlemiş. Başarılar dileriz.

Bestami Yazgan

 

Ahmet Dur

Ahmet Dur

Bu alana biyografinizi ekleyebilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir